3 Mart 2012 Cumartesi

Etme Bulma Dünyası !


ETME BULMA DÜNYASI !

Bir adam, karısı ve yaşlı babası.
Kadın kayınpederini istememekte, huysuzluk etmekte, evin huzurunu bozmaktadır.
Bir gün kocasına:
- Bey... bey .. Bezdim bezdim. Bir gün göremedim. Gençliğim gidiyor. Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı nereye götürürsen götür. Yoksa ben gidiyorum.
Adamcağız şaşkın, biraz da sitemli bir vaziyette:
-Ne diyorsun hanım, o babam, onu nereye götüreyim ? Kimi var bizden başka bakacak, dese de karısı ısrar ediyordu.
Adam baktı olacak gibi değil, babasını dağdaki bağ evine bırakmaya karar verdi. Yanına oğlunu da alarak yola koyulurlar. Babasına da:
- Baba, torununla beraber dağdaki bağ evine ve oduna gidiyoruz, istersen sen de gel" der. Baba gelinin dırdırını dinlemektense onlarla beraber dağın yolunu tutar ..
Yola koyulup, ormanın içindeki bağ evine girip, bir müddet dinlendikten sonra, babasına:
- Baba sen burada biraz dinlen. Bizde odun toplayalım, der ve oradan ayrılırlar.
Odun toplamadan, babasını orada bırakarak evlerine dönerler.
Yolda oğlu:
- Dedemi almadık baba.
- Dedeni oraya bıraktık. Artık ihtiyarladı orada kalacak.
Torun ısrar eder:
- Dedemi isterim... . En sonunda babasına ne dese desin fayda etmeyeceğini anlayan çocuk:
- Baba, sen ihtiyarladığında, ben de senin dedeme yaptığın gibi, seni getirip dağa mı bırakacağım? der demez adamın aklı başına gelir.
. Babasını almaya karar verir.
İhtiyar, kendisini almak için yoldan geri dönen oğluna:
- Evlâdım, sen beni bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı bırakmadım. Ölünceye kadar hizmet ettim.
Adam babasını alıp eve getirir.
«Bu dünya etme-bulma dünyası»... Sen ne yaparsan, sana da onun aynısı yapılacak...